Ankaralı Cumhuriyet kadını arkadaşım Celile Toyon - Cihangirli oyuncu Tülay Günal ve Cihangirli yönetmen Özlem Çıngırlar, son filmlerinin setinde - Ben konuşurken Sırrı Süreyya Önder ve Fırat Tanış, hayranlıkla beni dinliyorlar - Deniz Türkali'yi Cihangir çetesinin elinden kurtarmaya kararlıyım Esas ünlü ve zenginler tatilde olunca, bizim mahalle orta ünlü ve az zenginlere kaldı. Her masadan projeler, 'audition'lar, senaryolar fışkırıyor.
Bunlardan bir tanesi, neyse ki ete kemiğe büründü. Yönetmen Özlem Çıngırlar'ın, benim bildiğim kadarıyla, adı "Kayıtsız" olan filmi ek sahnelerin de çekilmesiyle, geçtiğimiz hafta bitti. Başrolde arkadaşım #Tarih'çi Gürsel Göncü'nün oyuncu eşi Tülay Günal var. Görüntü yönetmenliğini ise daha çiçeği burnunda Görüntü Yönetmenleri Derneği başkanlığına seçilen Gökhan Atılmış yaptı.
Eğer 50 Euro verselerdi, ben de oynayacaktım ama veremediler. Yolları açık olsun.
Hepsi aynı mahalleden olan Gökhan Atılmış, ben, Tülay Günal ve Özlem ÇıngırlarHâlen televizyon dizilerinde, filmlerde oynayıp Armağan Çağlayan'a röportajlar veren Celile Toyon'a 1965-66'dan beri hayranımdır. Belki daha önce de söylemiştim. Ben Mülkiye'de öğrenciyken Celile Toyon, tiyatro deyince akla ilk gelen Ankara Sanat Tiyatrosu'nun en güzel kızıydı.
İşin aslına bakarsanız şu sıralar da Cihangir'in en güzel kızı. Sakın yanlış anlaşılmasın ama haftada bir iki buluşunca "meşru" bir şekilde flört ediyoruz. Flört dediysem öyle saatlerce değil, beş on dakika karşılıklı "Ay ne güzelsin", "Ah ne yakışıklısın" deyip pek eğleniyoruz. Kim demiş, "Yaş 70 iş bitmiş diye."
Cihangir'in en çekici 70 plus'ları, Gonzo Tuğrul ve oyuncu Celile Toyon Kılıçali Paşa, Cihangir ve Pürtelaş Mahallesi'nin son seçilen üç muhtarı iki aydır bu aşure için çalışıyorlar. Galiba sonunda da becerdiler.
Ben sizin yerinizde olsam 21 Ağustos Pazar günü saat 16.00'da Cihangir Parkı'na giderdim, nasıl olsa 3 bin kişilik aşureyle beş bin kişi de doyar.
Mahallenin muhtarları, Fehime Esen ve Halil KalafatKarşıyaka 1960'lar
İzmir-Karşıyaka Majestik. O zamanlar yolun bittiği yerde deniz başlardı, şimdi nerede...İzmir'in Karşıyaka'sında, bundan 40-50 sene önce lise öğrencisi olan aşağı yukarı herkesin geçtiği Majestik.
Biz gençler arkada toplanıp, bilardo oynayıp, briç öğrenmeye çalışırdık. Pastıra da oynardık. Pastıra ne derseniz, piştinin Rumcası, yani aslı. Arkada toplanırdık çünkü nedense Karşıyaka'nın sevgili lise müdürleri zaman zaman Majestik'e uğrayıp, bizi kulaklarımızdan tutup dışarı çekerek paylamaya bayılırlardı. Bu yetmezmiş gibi, iki üç kez anne ve babamın okula çağrıldığını bile hatırlarım.
* Can Candan’ın görev süresinin yenilenmemesi, Meryem Ana Panayırı’nın iptali ve web sitemize erişim engeli; 8–15 Ağustos 2022 sansür gündemi Susma Platformu'nda.
* Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) çağrı: RTÜK iktidar adına ceza dağıtma görevinden vazgeçmelidir.
Karaköy'ün güzel mekânlarından Mâ'Nâ, ağustos ortası, günlerden pazar ve 50 kişilik bir kahvaltı. Yarısını adından, diğer yarısını ise suratlarından tanıyorum. Yayıncısı da var, oyuncusu da var, şarkıcısı da var, siyasetçisi de var.
Tuhaf'tan Nurhak Kaya'nın düzenlediği kahvaltı o kadar eğlenceli ki, neredeyse dört saat devam ediyor. Eski öğrencilerimden, Posta'dan Işıl Cinmen'in yardımıyla hem garsonları hem fotoğrafçıları ayarlıyorum. Yoksa herkes 'Kaplanın Sırtında'yı imzalayan Zülfü Livaneli, açılış konuşmasını hapishane anılarına göndermeler yaparak sunan eski vekilim Sırrı Süreyya Önder, şu sıralar iddialı dizilerde boy gösteren Fırat Tanış ve tabii şimdilerde galiba feminist olan oyuncu Hatice Aslan'ın peşindeydi.
Kahvaltının dört atlısı Zülfü Livaneli, Sırrı Süreyya Önder, Fırat Tanış, Hatice Aslan Şimdi herkesin adını sayamayacağım ama bana hayranlıklarını belli eden birkaç konuğun adını sıralayıvereyim: İnkilap Yayınları CEO'su Aren Şenorkyan, Redd grubundan Doğan Duru, gazeteci Özlem Gürses, Behzat Ç senaristi Ercan Mehmet Erdem...
Kahvaltıya gelenlerin sadece üçte biri bu fotoğrafta, halt etmeyeyim diye isim yazmayacağım Ben kahvaltının önemli bir kısmını yanında oturduğum Meltem Cumbul'la kaynatarak geçirdim. Bir süre de Fırat Tanış'la Zeytin Ağacı adlı dizi üzerine fikir teatisinde bulunduk. İtiraf edeyim ki benim "aile dizimi" olayına aklım pek ermiyor. Zaten çok da yabancı olduğum bir konu. Yine de diziyi seyrettim.
Meltem Cumbul'un bana nasıl hayran hayran baktığına dikkatinizi çekerim * Evet, doğru duymuşsunuz. Özgürüz Radyo'da Tarih, Coğrafya, Medya programını yapan Ragıp Duran, Yiğit Bener'le birlikte küçük bir trafik kazası geçirdiği için bu hafta hayranlarına seslenemeyecek ama merak etmeyin, hastanede iki gün yatırdıktan sonra ikisini de çıkarmışlar.
* Haber değeri olmadığını biliyorum ama yine çağrılmadım. Hafta içinde Numen adlı, ne anlama geldiği belli olmayan, yeni bir dizide oynamaya başlayan Deniz Türkali'nin, kardeşi Barış Pirhasan için verdiği doğum günü yemeğine davet edilmedim. Evet, yine haber değeri yok ama Yıldırım Türker, İpek Bilgin ve Murat Çelikkan gibi muarızlarımın hepsi oradaymış.
Nedir bu beşerbaz?
Cihangirli genç yazar Arlin Çiçekçi'nin ilk romanı Beşerbazın Mârifeti, nihayet çıktı. Beşerbaz ne diye merak ediyorsanız hemen söyleyeyim: Malzemesi beşer olan zanaat ustası. Holden Yayınları'nın bastığı kitap, 222 sayfa.
Çiçekçi'nin romanı da yapıp bana ikram ettiği şekersiz muffin'ler kadar lezzetli.
Bu haftanın müzik önerisi Kaos GL'den ve T24'ün Haftalık yazarı Yıldız Tar'dan. Kylie Minogue'un Can't Get You Out of My Head şarkısının cover'ı.
Tuğrul Eryılmaz kimdir?Tuğrul Eryılmaz, kendisini "sadece gazeteci" olarak tanımlıyor. Dünyayı etkileyen 1968 rüzgârı sırasında üniversiteye gitti. 1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) bitirdi. Bir süre Londra'da öğrenim gördükten sonra Türkiye'ye döndü.Mülkiye'de yüksek lisans eğitiminin ardından Ankara'da TRT Haber Merkezi'nde gazeteciliğe başladı. Bir dönem Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda iletişim dersleri verdi. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversiteden ayrıldı. İstanbul'da haftalık Nokta, Yeni Gündem, Tempo ve Sokak dergileriyle Cumhuriyet ve Yeni Asır İstanbul gazetelerinde çalıştı. Ankara, Bahçeşehir, Bilgi, İzmir Ekonomi ve Kadir Has üniversitelerinin iletişim fakültelerinde gazetecilik dersleri verdi. 1996’daki kuruluşundan 2013 yılına dek yaklaşık 16 yıl Radikal İki’nin yayın yönetmenliğini yaptı. “Gazeteci olarak yaptıklarımın çok azından pişmanım. Neyse, ‘önemli’ bir köşe yazarıymışım gibi sizlerin sütunlarından çalmayayım. Bize güvenerek yazı gönderen herkese bol minnettarlık ve sevgiyle…” satırlarıyla Radikal İki'ye veda etti. Özgür Gündem Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği'nden yargılanan gazeteciler arasında yer aldı; bu nedenle açılan davada 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin lira para cezasına çarptırıldı.Sinema ve dizilerde senaryo ve kurgu danışmanlığı da yapan Eryılmaz, IPS İletişim Vakfı kurucusu ve Yönetim Kurulu üyesi. Rolling Stones ve Marianne Faithfull hayranı. Asya'nın dedesi. |
